Anne Frank,1945’te Bergen-Belsen toplama kampında öldü.On yıldan kısa bir süre sonra,1954’te Barbro Karlen,İsveç’te Hristiyan bir ailede dünyaya geldi.

İlk kitabı henüz 12 yaşındayken yayınlandı ve kitap İsveç’in en popüler kitaplarından biri oldu.O tarihten sonra dokuz tane daha kitap yazdı.

Şaşırtıcı olaylar 2 yaşındayken başladı.Kapalı odalar,üniformalı insanlar ve duşlara karşı korku dolu tepkiler veriyordu.Kısa bir süre sonra da annesi ve babasına adının Barbro olmadığını aslında Anne Frank olduğu konusunda ısrar etmeye başladı.Ailesi başlarda bunu sadece çocuksu bir fantezi olarak görerek önemsemedi.Keza ne annesi nede babası o tarihlerde günlüğü yada Anne Frank’ı hiç duymamıştı.

Sonraları Barbro 6 yaşındayken gerçek babası’nın gelip onu alacağı konusunda ısrar etmeye başlayınca,ailesi endişelenerek kızlarını bir psikiyatriste götürmeye karar verdi.

Psikiyatrist;”Barbo’nun diğer çocuklar gibi hayali bir arkadaş yarattığını,normal bir çocuk olduğunu bu nedenle de endişelenmeyi gerektirecek bir durumun olmadığını”söyledi.

Yedi yaşında okula başlayan Barbo gizlice anılarını yazmaya başladı ve bir süre sonra da,Anne Frank’ın gerçektende yaşamış bir insan olduğunu öğrendi.

Barbro,10 yaşındayken ebeveynleri ile Avrupa gezisine çıktılar,gezinin bir durağıda Amsterdamdı ve gezilecek yerlerden biri de Anne Frank’ın eviydi…

Bir taksi çağırdıktan sonra Barbro;”Taksiye ihtiyacımız yok,tam olarak nerede olduğumuzu ve eve nasıl gideceğimi biliyorum” dedi.

Ailesi şaşırdı ! bunu nasıl biliyorsun ? Buraya daha önce hiç gelmedik… Barbro sessizce cevap verdi ‘size yolu göstereyim’ ve yürümeye başladı.

Haklıydı ! Ailesine ne diyeceğini bilmiyordu,eve girdiklerinde Barbro;”Fotoğraflar orada -bak “ ama orada resim yoktu.

Annesi : “ Neden bahsediyorsun sen ? “

Fotoğraflar oradaydı,biliyorum diye yanıtladı Barbro.

Annesi orada çalışan adamlardan birine doğru yürüdü ve duvarda fotoğraf olup olmadığını sordu.

Adam cevap verdi,: -Evet.
Ziyaretçiler fotoğrafları götürdüğü için onları indirmişlerdi.

Barbro,fotoğrafların eksik olduğu boş duvar da dahil olmak üzere,evin tüm özelliklerini anlattı.Barbro’nun söylediği her şey doğruydu ve annesi böylesine bir fenomeni kabullendi fakat babası koyu bir Hristiyan olarak her şeyi reddetti ve konuyu tartışmaktan daima kaçındı.

Bu konuda ki en zorlayıcı kanıt,Barbro’nun Anne Frank’ın yaşayan son akrabası,kuzeni Buddy Elias’la tanıştığı zamandır.Elias reenkarnasyona inanmasa da,Anne Frank’ın reenkarnasyonu olduğunu iddia eden bu kişiyle tanışmak istedi.

İlk görüşmede,iki saat boyunca konuştular ve sonunda birbirlerine sarılarak ağladılar.

Buddy Elias :”Başta çok şüpheliydim,onunla tanıştığımda ve hikayesini dinlediğimde bunun gerçek olduğuna ve Anne Frank’ın reenkarnasyonuna gerçektende tanık olduğuma inanmaya başladım…”

Sonraki yıllarda Barbro,Avrupa’yı ziyaret ettiğine Buddy Elias’ın evinde,Buddy Amerika Birleşik Devletleri’ni ziyaret ettiğinde Barbro’nun evinde kalıyordu ve bu dostluk Buddy Elias’ın 2015 yılında ölümüne kadar sürdü

Sarp OBAY

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir