1. Şükredin. Dua ederek, sahip olduğumuz her şey için ve yaşamın kendisi için Tanrı’ya şükrederiz.

Bu, kulağa basit gelebilir ama hayat değiştirici etkiye sahiptir. Doğal olarak kabul ettiğimiz, gerçek kıymetini anlamadığımız şeyleri fark etmemizi sağlar. Etrafımızın nimetlerle, kutsamalarla çevrili olduğunu görmemize yardımcı olur. Buradayız, özgürüz, ailemiz var, arkadaşlarımız var, ebeveynlerimizin sahip olmadığı ve büyük ebeveynlerimizin hayal bile edemeyeceği fırsatlarımız var. Evet, sorunlarımız, korkularımız, acılarımız var; ama biz şükretmeyi bitirene kadar bekleyebilirler ve şükrettiğimizde sorunlarımız biraz daha küçük görünür ve kendimizi biraz daha güçlü hissederiz. Minnettar bir tavır sergileyen insanların daha uzun yaşadığına ve hastalığa karşı daha güçlü bağışıklıklar geliştirdiğine dair tıbbi kanıtlar vardır. Psikolojik olarak tartışılmaz şekilde kanıtlanmıştır ki: şükretmek zor zamanlarda bile mutluluk getirir…

2. Çocuklarınıza hediye olarak doğru değerler verin. Sadece maddi değeri olan bir hediye belki o gün boyunca zevk verir, ama doğru değerler ömür boyu mutluluk getirmeye devam eder. Çocuklarınıza sadece maddi değerler verdiğinizde onların değer yargılarını ciddi şekilde etkilemiş olursunuz. Onlara idealler verin, onlara sevmeyi, saygı duymayı, değer bilmeyi öğretin, onları sorumluluk almaları ve başkalarına karşı verici olmaları için eğitin.

3. Yaşam boyu öğrenci olun. Tora öğrenmek zihninizi çalıştırıp onu genç tutar. Ruhunuzu esnetir ve ona güç verir. Günümüzde Yahudiliğin hemen hemen tüm klasik metinlerinin farklı dillerde tercümeleri mevcuttur. Bundan daha da iyisi, be-hevruta-bir arkadaşınızla beraber Tora öğrenin, böylece birbirinizin spritüal sağlığına, kişisel gelişimine yardımcı olarak, birbirinizin özel yaşam koçu olabilirsiniz. Bundan daha da iyisi, çocuklarınızla beraber öğrenin. Onlarla birlikte dua edin. Onların bilmediğiniz şeyleri size öğretmelerine izin verin.

4. Toplum içinde asla Yahudiliğinizden taviz vermeyin. Çocuklarınızın Yahudi olarak kalmalarını istiyorsanız, tutarlı olmalısınız Evin içinde kaşer kurallarına uyup ev dışında kaşer kurallarına uymayacak şekilde davranmayın. Sinagogdaki mutlu bir faaliyete katıldıktan sonra başka bir yerde kaşer olmayan bir aktiviteye katılmayın. Bu tarz çelişkili hareketler çocuklara karışık bir mesaj verir ve çocuklar bu karışık mesajlardan bizim Yahudilik konusunda o kadar ciddi olmadığımız sonucuna varırlar. Eğer biz Yahudilik konusunda tutarlı ve ciddi değilsek, bunu onlardan nasıl bekleyebiliriz? Tutarlılık sadece aile içinde değil, ötesinde de önemlidir. Yahudi olmayanlar, Yahudiliğe saygı duyan Yahudilere saygı duyar. İnançları için fedakârlık yapanlar genellikle bunu çocuklarına aktarmayı başarabilirler.

5. Bağışlayın. Duygusal enerji, olumsuz duygular için harcanamayacak kadar değerlidir. Kızgınlık, şikâyet ve nefretin bir Yahudi’nin iç yaşamında hiçbir rolü yoktur. Vayikra’nın 19. bölümünde Tora, “Kalbinizde kardeşinizden nefret etmeyin” der. İntikam almayın. Kin beslemeyin. Bağışlayanlar yaşam boyunca daha hafif ve rahat olarak ilerlerler, kimseye faydası olmayan duyguların yükünü taşımak zorunda kalmazlar.

6. Laşon Ara yapmayın. Talmud Bilgeleri, diğer insanlar hakkında doğru bile olsa bile olumsuz şeyler söylemeyi laşon ara-kötü konuşma olarak tanımlarlar. Laşon ara’yı kişiler arası en kötü günahlardan biri olarak gördükleri için bu konuda çok serttirler. Başkaları hakkında kötü konuşan kişiler, aile ve topluluklardaki atmosferi zehirlerler. İlişkileri baltalar ve büyük zarar verirler. ” Laşon ara’nın zaten yalnızca gerçek için geçerli olduğunu unutarak “Ama bu doğru” diyerek kendilerini savunmaya çalışırlar. Etrafa yaydıkları iddia yanlışsa, buna motsi şem ra -kötü bir isim yaymak denir ve bu da farklı bir tür günahtır. Yahudilikte kelimelerin kutsal olduğunu, asla hafife alınmaması gerektiğini unutarak, “Ama bunlar sadece kelimeler, konuşmaktan başka bir şey yapmadık ki” derler. İnsanların içindeki iyiyi görün – ve kötüyü görürseniz bu konuda sessiz kalın. Saygıya önem veren hiç kimse, başkaları hakkında kötü konuşanlara saygı duymaz.

7. Şabat’ı koruyun. Şabat yaratılmamış olsaydı, birisi onu keşfedip pazarlayarak bir servet kazanabilirdi. İşte bir evliliği güçlendirme, aileyle birlikte olma mutluluğunu yaşama, bizi bir topluluğun parçası yapma, henüz sahip olmadıklarımız için endişelenmek yerine sahip olduklarımızla sevinme, bizi akıllı telefonların, mesajların, e-postaların hâkimiyetinden kurtarma, 7/24 ulaşılabilir olmanın, işin ve tüketiciliğin baskılarını hafifletme, yaşam isteğimizi ve keyfimizi yenileme gücüne sahip bir günlük mucize tatil. Bu mutluluk, şarap, güzel yemek, güzel sözler, harika şarkılar ve güzel ve anlamlı ritüeller ile sağlanır. Önceden bir uçağa binmenize veya rezervasyon yaptırmanıza gerek yoktur. Bu, Tanrı’nın bize Moşe Rabenu aracılığıyla verdiği eşsiz bir armağandır ve 3000 yıldan fazla bir süredir Yahudilerin özel mutluluk adası olmuştur. Oraya ulaşmak için ihtiyacımız olan tek şey özdenetim, işe, alışverişe, arabalara, televizyonlara ve telefonlara “hayır” diyebilme becerisi.

8. Gönüllü olun. Başkalarına zaman ayırın. Başkalarının hayatına mutluluk getirmekten daha büyük bir depresyon tedavisi yoktur. Hasta ziyaretine gidin. Şabat veya Yom Tov yemeğinize o gece yalnız olan birini davet edin. Becerilerimizi, onları edinmesi gereken birileriyle paylaşın. Topluluğunuzdaki birçok seçkin organizasyondan birine katılın. İbranice’nin bu tür eylemler için güzel bir kelimesi vardır: hesed, sevginin eylem şekli, sevginin nezaket şekli anlamına gelir. Varlığınızı bir hediye gibi başka birine getirdiğinizde artık yalnızlık duygusunu hissetmezsiniz.

9. Sevinçli anlar yaratın. Bir bahar gününde yürüyüş yapmak, sıcak anıları geri getiren eski bir şarkının internet videosunu izlemek, birine beklenmedik bir güzel söz söylemek ya da birisine o an aklına gelip bir hediye vermek kadar basit olabilir. Tora ve Teillim Kitabı’ndaki en temel pozitif duygu simha-sevinç’ tir. Ivdo et Hashem besimha… Tanrı’ya sevinçle hizmet et. Bulutları delen güneş ışığı gibi, neşe ruhu özgürleştirir ve üzüntünün etkisini kırar. Sevinç, yaşlanmanın veya zamanın merak duygumuzu köreltmesine izin vermeyi reddetmek, ruhumuzu yaşamın ışıltısına açmak anlamına gelir.

10. Sevgi. Yahudilik dünyanın ilk ve hala en büyük sevgi dinidir. Tanrı’yı tüm yüreğiniz, canınız ve gücünüzle sevin. Komşunu kendin gibi sev. Yabancıyı sev, çünkü bir zamanlar sen de yabancıydın. Sevgi, yaşamı baz metalden altına çeviren simyadır; günlerimizin içine Tanrı’nın İlahi Varlığı- Şehina’nın ışıltısını işler. İster evlilikte, ister ebeveynlikte, arkadaşlıkta veya kariyerde olsun, gerçek mutluluk her zaman sevginin ürünüdür. Sevginin olduğu yerde Tanrı vardır, çünkü başkalarını sevdiğimizde, Tanrı’nın sevgisi içimizden akar. Yaşamak için sevmeyi öğrenmeliyiz.

Bunlardan herhangi birini yaptığınızda yavaş yavaş, adım adım hayatınızda bir değişiklik fark etmeye başlarsınız. Daha az baskı altında, daha az kaygılı, daha az aceleci ve huzursuz olduğunuzu gözlemlersiniz. Şimdi en çok ihmal ettiğimiz, önemli olan ama acil olmayan şeyler için de aslında zamanınız olduğunu görürsünüz. Sonuç daha fazla memnuniyet, doygunluk, hoşnutluk ve neşe olacaktır. Tüm ilişkileriniz, özellikle evdekiler gün geçtikçe daha da iyiye gitmeye başlar. Kendinizi sevgiyle, huzurla, bereketle kutsanmış ve mutlu hissedersiniz. Bu, hayatınıza belki yıllar ekleyebilir veya eklemeyebilir, ancak kesinlikle yıllarınıza hayat katacaktır. Rabbi Jonathan Sacks

Nazlı Duenyas’ın Şalom’daki yazısından alıntılanmıştır.

Kaynak: Sevivon

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir