Tahran çocuklarının hikayesi 1 Eylül 1939’da Almanların Polonya’yı işgal etmesiyle başladı.İşgalin ardından yüzbinlerce Polonyalı Yahudi,Polonya’nın doğu sınırından Sovyet Rusya’ya kaçtı.
1939’dan 1941’e kadar olan süreçte bombalama ve salgın hastalıklar dolayısıyla birçok Polonyalı Yahudi çocuk ya yetim kaldı ya da ebeveynlerinden ayrı düşerek Sovyetler Birliği genelindeki barınaklara yerleştirildiler.
Çocukların Polonya’dan kaçmış olmaları onları Nazi imha makinasının pençelerinden kurtarmıştı fakat bu çocukların birçoğu hastalığa,açlığa ve soğuğa maruz kalarak ölmüştü.
Temmuz 1941’de sürgündeki Polonya hükümeti ile Sovyet Hükümeti arasında bir anlaşma imzalanarak,Sovyetler Birliği’ndeki on binlerce Polonyalı mültecinin General Anders liderliğindeki Polonya kuvvetlerine katılmasına izin verildi.
Yahudilerin askere alınmasına karşı muhalefet olmasına rağmen,ordunun gereksinim duyduğu meslekleri olanlar ve özellikle Doktorlar askere alındı.
Bu antlaşmanın bir parçası olarak da Tahran’a yaklaşık 1.800 Yahudi mülteci gidebildi ve bunların 981’i birkaç aylık bebeklerden ve 17 yaşına kadar olan çocuklardan oluşuyordu.Bu çocukların %80’i yetimdi.
Tahran’a geldiklerinde,yetişkin Yahudi mülteciler oradaki Yahudi cemaatinin yardımıyla bir yetimhane kurdu.Yahudi Ajansıda,İran’daki Yahudi Mülteci olayını haber alır almaz yetimhanede çocuklarla ilgilenmeleri için görevliler göndererek Tahran’da bir Eretz İsrael ofisi açtı
Ve Ocak 1943’te Tahran’daki Çadır kentin tahliyesine başlandı.
Irak Hükümetinin,Irak üzerinden transit geçiş izni vermemesi üzerine çocuklar önce İran’daki Afhaz şehrine ve oradan da Karayipler’e giden S.S Dunera gemisine bindirilmek üzere İran Limanı Bender Shapur’a götürüldüler.
Daha sonra Karaçi’den başka bir gemiye bindirilerek Mısır’a,oradan da Sina Çölünü trenle geçerek ancak 20 Bin Kilometre sonra evlerine,Eretz İsrael’e gelebildiler.
Tahran’ın yetim çocukları Eretz İsrael’de Kibbutz ve Moşavlara yerleştirildiler.
Tahran’ın küçük yetim Yahudi çocukları büyüdüler,acı,üzücü hatıralar ve zorlukların üstesinden geldiler ve hepsi İsrael toplumuna,ekonomisine,ordusuna olumlu katkıda bulunan İsrael vatandaşlarına dönüştüler.
Ancak aralarından 35 mülteci çocuk hiçbir zaman yaşlanmadı,onlar 1948 Kurtuluş savaşında Yahudi Devleti’nin özgürlüğü için hayatlarını feda etti
İsrael’li büyük şair Natan N. Alterman,Tahran Çocukları için bir dörtlüğünde ;
“…ZULÜM GÖREN KÜÇÜK YAŞLILAR ” diye yazmıştır.